Hayatın sıradanlığından bu kadar yakınmamızın sebebi nedir? Yaşadığımız hayat ile televizyonda gördüğümüz hayatların arasında ki farktan ötürü mü? Yoksa bilinç-dışında yatan daha gerçekçi bir baskı mı var?
Televizyonda gördüğümüz hayatların herhangi birine sahip olabilseydik de yakınmaya devam ederdik. Çünkü isteme eyleminin sınırı yok. Bildiğin en büyük sayıya, ufacık bi' 1 eklemek gibi bir şey aslında.
4 yorum:
Rutini severim ama idealler var. Fanteziler var, televizyondan önceden beri var olan. Tatmin edilmesi gereken süreçli aç bir ego var. Arayış var.
Ego denen şey, bireysel bir şey olarak ele alınması gerektiğinden, bir filmden alıntı yapmak istiyorum:
"Özgül şeyler bir şey ifade etmez. Herkes herkes gibidir."
Belki dediğin gibi, bu tvden de önce olan bir şeydi ama tvnin bunu ciddi şekilde körüklediği de bir gerçek. Hani Fight Club'da da geçiyor ya;
"Büyüdüğümüzde rock yıldızı olacağımızı sandık ama sonra gerçeği gördük. İşte bu yüzden çok kızgınız."
Bunun gibi bir şeydi.
Televizyonda gördüğümüz hayatların herhangi birine sahip olabilseydik de yakınmaya devam ederdik. Çünkü isteme eyleminin sınırı yok. Bildiğin en büyük sayıya, ufacık bi' 1 eklemek gibi bir şey aslında.
o '1'in şerefine o zaman. :)
Yorum Gönder